(Avunduk Köyü Mahallesi ve Avunduk Yaylası Gezisi)

Bugün çamlar ıslıklayıp avutacak bizi ve biz avunmuş olacağız, Avunduk Yaylasında…

Alıç Ağacı ile Sohbetler de Aklıma Geliyor
Bu kitap, kitapların kralıdır, doğa üzerine, toprak üzerine, eko sistem üzerine kitap okunacaksa önce bu kitap okunmalı. Ankara Dikmen yakınlarında bir alıç ağacı Anadolu’nun bitki örtüsü ve toprak yapısı, özellikleri hakkında bir profa bilgi veriyor. Okunması da çok keyifli ve insan çok şey öğreniyor… Kitabın yazarı da Türkiye’deki üniversitelerde bitki sosyolojisi kürsüsünü kuranlardan. Doğa, ağaçlar, toprak ve Anadolu üzerine bir de Merhaba Anadolu’yu bilirim Şakir Kabağaç’ın.
Aluçmaluç
Arakadaşlar ağaçlarda oyalanırken bir hızlanmayla onlara yetişiyorum. Ağaçlarda alaca belece meyveler. Bizim oranın anlatımıyla aluç, buranın anlatımıyla aluçmaluç…
Ağaçların dikenine dikkat ederek ceplerimizi iyice tatlanmış aluçlarla dolduruyoruz. “Çok yenilirse ağızdan kara su getirir, on onbeş tane yeterli, sonra yine yersiniz,” diyorum.
Yayla Yolları Köseler Köyü kitabımdan okuyalım.
“Alıç (Aluç): Güz mevsimi gelince sarı, kırmızı, beyaz ve hafif yeşil renkleriyle görülmeye değer, elmanın çağlası büyüklüğünde, mayhoş tatta, Köseler’de her bölgede bulunan bir bozkır meyvesi. Baharın sonlarından güz sonlarına kadar açık yeşil yapraklarında hep bir serinliği, bir kır şarkısını ekin tarlalarına, çallara, yaylalara ve bozlara salan, su ve bakım istemeyen bir kavi ağaç. Bu kavi ağacın meyveleri bir zamanlar ipe dizilip Hacıköy ve Merzifon pazarlarında satılırdı. Çocuklar bu meyve dizili ipi bir kolye gibi boyunlarına takıp meyveyi ipteki sırasından çıkararak yerlerdi. Adına “aluç” dedikleri bu güzel, alçak gönüllü ağaçtan köyün sınır kağıdı içinde çok alıç vardır. Keçinin yasaklanmasıyla bu tür, bodur kalmaktan kurtulmuş, yeni yayılma alanlarına kavuşmuştur. Alucun bir düşmanı da baltalardır. Köseler’de “Aluç Dağı” söyleyişi vardır. Belki de buralarda Aluç Dağı varmış zamanında… Sözün kısası: Aluç bozkıra yakışan bir ağaçtır. Onların dağlara, tepelere ve yamaçlara yakışan bu varlıkları hep olacaktır. Baltaları bırakmak dileğiyle… “
Yediğim aluçmaluçların tohumunu başka bir cebime koyuyorum.
Birkaç tane de tatlanmakta olan armutlardan alıp daha enerjik olarak ilerliyoruz.
Az ileride bir krizantem çiçeği, tek başına, öyle bir sarı ki…

Bir İnip Bir Çıkıyoruz
İndiğimiz yerde de çıktığımız yerde de bir kıranda ilerlediğimizden iki taraftaki derin vadileri ve yamaçlarını izliyoruz. Sol tarafta küme küme yayla evleri… Bunlar olsa olsa Kurucaoluk’un veya Yalacık’ın olmalı. Sübeylidere yaylalarını terk etmiş durumdaymış. Kırtık Yaylaları Avunduk Yaylasına 3 km. ve daha kalabalıkmış. Yaylada 28 ev varmış. Bunların on kadarı eskinin taş yayla evleriymiş. Kıryayla da Kırtık’ınmış. Şimdi yaylalarda otuza yakın ev eko tarımla uğraşıyor ve Körfez’in en büyük pazarı olarak tabir edilen ve pazartesi günleri kurulan Kemer Halk Pazarı’na taşınan organik tarım ürünleri başka bir hayat katar şehre. Domatesi domates ve biberi biber bir yerdir Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Burhaniye Belediyesi ve Burhaniye İlçe Tarım öncülüğünde ilk kez bir ilçede varlık bulan organik tarım ürünleri pazarı. Bu Pazar, körfezin en büyük ve en kalabalık pazarı Kemer Halk Pazarı içinde krizantem çiçeği gibi cezbedici durur. Bu yaz pazarda çok sükse yaptılar, Kırtık’ın domatesi domates, biberi biber…