Tarihimizin ilk derbisinin Fenerbahçe ve Galatasaray derbisi mi olduğunu sanıyorsunuz? Bence bu düşüncenizi unutun. Tabi bu müsabakanın bir futbol müsabakası olduğunu da! Ata sporumuz cirit müsabakası tarihimizin en yaygın spor dalı olduğu için müsabakalar düzenlenirmiş takımlara da isimler verilirmiş.
Peki nereden geliyor bu cirit müsabakasının evveliyatı biliyor musunuz? Osmanlı İmparatorluğu'nu fetret döneminden sonra yeniden ayağa kaldıran Çelebi Mehmet Amasya'da şehzade olarak bulunduğu 1413 - 1421 yılları arasında Suluova'da cündiler (biniciler) cirit müsabakası düzenlettirirmiş. Çelebi Mehmet çekişme heyecanlı ve zevkli olsun diye dörtyüz atlıyı lahanasıyla ünlü Merzifonlularla, bamyasıyla ünlü Amasyalılardan seçermiş. Lahanacılar’ın yani bizim rengimiz yeşil, Bamyacılar’ın yani Amasyalıların rengi ise maviymiş. Günümüzde bu renklerin yer değiştirdiğine şahit oluyoruz.
Bir baba bir oğul olarak televizyonun karşına geçen günümüz insanı Fenerbahçe , Galatasaray , Beşiktaş , Trabzonspor taraftarı olarak tatlı rekabetlerini sürdürürken, geçmişte Çelebi Mehmet Bamyacıları ve oğlu 2.Murat Lahanacıları tutarak ezeli rekabeti izlerlermiş. Biliyorsunuz oğul Murat İstanbul Fatihinin babası Murat’tır. Bir Merzifon’lu olarak insanın göğsü kabarıyor değil mi?
Fatih Sultan Mehmet, Çelebi Mehmet'in açtığı yoldan gidip İstanbul Topkapı Sarayı'ndaki gençlerin sportif yarışlarını takım müsabakası olarak sürdürünce , rekabet iyice kalıcı hale dönüşmüş. Artık Amasya Merzifon rekabeti üç kıtaya hükmeden, koca bir imparatorluğun başkenti İstanbul’a taşınmış. Zaman içinde padişah ve şehzadeler de bir takımın taraftarı hatta mensubu haline gelmiş.
Günümüzde statlarda takımları lehine yapılan tezahüratları bir düşünün. Saray bahçelerinde yapılan karşılaşmaları izleyenler "Lahana kuvvet, bamya lezzet" diyerek tezahürat yaparlarmış. Padişahlar içinde en fanatik Lahanacılar (Merzifon) taraftarı 3.Selim ;Topkapı Sarayı' nın Bab-ı Hümayun Kapısı'ndan sağa inen yol üzerinde lahana motifleriyle süslü bir dikili taşı diktirdiği gibi , Türk sanat musikisinde besteleri hala ‘klasik’ repertuarın seçkin örnekleri arasında anılan Selim Han’ın ‘İlhami’ mahlasıyla takımı için yazdığı bir şiir de vardır:
Kış mevsiminde çıkar ortaya lahana Gerçi biçimce Keykavus’ un topuzuna benzer Can verir insana, çünkü taze gül yaprağıdır lahana Dizilmez yüz bin, bir ipliğe bamya gibi, Arslandır o, arabayla gezer sanki lahana Hiçbir zevk ve mutluluk olmazmış onsuz Olur mu, helva söyleşileri, olmazsa eğer lahana, Lâyıktır ona, İlhâmî ne türlü övgüler yazsa Lahanacım, Lahanacım, Lahanacım, Lahana. İnceden inceye Bamyacılar’a da dokundurduğu gözlerden kaçmıyor değil mi? Padişah 2. Mahmut’da mesela Bamyacılar’ın fanatik taraftarıymış. O da Bamya Anıtı' nı 1811 'de yaptırmış.
İstanbul'da bu iki takımın galibiyetleri adına dikilmiş hatıra taşlarında, su terazilerinde, çeşmelerde lahana ve bamya sembollerini bugün bile görmek mümkün.. Bir Amasya’lı bir Merzifon’lu olarak bu ezeli rekabetin tarih sahnesinde önemli bir yerde olması bizler için gurur verici. Çelebi Mehmet Medrese Parkımızda ki kaide bu sembol ile daha da anlamlı hale geldi. Bu ezeli rekabet şimdi yeşil sahalarda futbol müsabakalarında devam edecek yine eskiden olduğu gibi. Bu toprakların iki güzide takımı Merzifonspor ve Amasyaspor bölgesel ligde şampiyonluk için mücadele ediyor biliyorsunuz. Şampiyonluk hedefi açısından iki takımın da önümüzdeki hafta çarşamba günü Amasya çimlerinde maçı var. Bu ezeli rekabetin sevgi dostluk içinde tarihine yakışır biçimde yapılması tek temennimiz. İyi olan kazansın.
"Lahana kuvvet, bamya lezzet" İkisi bir arada olunca kim tutar bizi?