Bir sabah bakmışsın kar yağmış bembeyaz olmuş bütün bir şehir. Daha dün gri tonda olan sokaklar Allah’ın rahmetiyle beyaza o saflığa bürünmüş. Çocukluk zamanlarımızda ki o günleri hatırlıyorum da; analarımız babalarımız daha biz sıcacık yataklarımızda iken sobayı yakardı, sobanın çıtırtıları, demlik cızırtıları eşliğinde mahmur bir şekilde uyanırdık, evlerimizin sıcak olan tek odasında. Şimdi artık evlerimiz doğalgazlı. Çok odalı evlerimiz sımsıcak. Çocuklarımız ve bizden küçük olanlar bilmezler sobanın kovasında dün akşamdan kalan küllerin çöpe döküldüğünü.
Kuzineli sobalarımızın bölmesinde dilimlenmiş ekmekleri kızartmak, mukavva kutulu sabah yağını sürmek o dilimlere, hayatın sefasını sürmek gibiydi bizler için. Şimdilerde ekmeklerimizin üzerine süreceğimiz çok çeşitler var hamdolsun. Ama maalesef çocuklarımıza zorla kahvaltı yaptırma derdindeyiz. Bizler yağda kızarmış yumurtanın tava da son kalan kısmı için kavga ederdik kardeşlerimizle.
Kara önlük, beyaz yakalık, siyah beyaz televizyonlarımız hayatımızın bir özetiydi aslında. O durum da bile renkli yanlar çıkarırdık kendimize. Bilgisayar, tablet, akıllı cep telefonumuz olmasa da, renk renk misketlerimiz ve plastik toplarımız vardı. O plastik top patladığında dünyamız yıkılırdı ama yine de oynamaya devam ederdik posası çıkana kadar. Kömür cüruflarından boş bir arsaya futbol sahası çizerdik. Sabah akşam bıkmadan oynardık. Şimdi hemen hemen her mahallede sentetik halı sahalar var. Ama içinde çocuklar yok.
Bir bilemedin iki ayakkabımız olurdu biri kışlık biri yazlık olmak üzere. Ayakkabı tamircileri sinek avlıyor şimdi. Tamire giden ayakkabı yok çünkü. Biri eskimeden birkaçını alıyoruz. Yırtık çorapların analarımızın o güzel ellerinde dikildiğini bu yeni nesil bilmez mesela.
Okula giderken caddelerde, sokaklarda fazla arabaya rastlamazdık. Elimizi kolumuzu sallaya sallaya rahatça yürürdük. Şimdilerde birbirinden farklı marka ve model araba var haddinden fazla. Servisler taşıyor öğrencileri.
Havza Kaplıcalarına gitmek lükstü. Hele de hamam sonrasında bir de meyveli gazoz varsa finalinde Allah. Kıvrımlı tek şeritli yollarında ilerlerken minibüste içimden bir türkü söylerdim. Şimdi şehrimizden kalkan uçaklar ile bırakın ülkemizi dünyayı geziyor herkes.
Zamanla birlikte teknoloji gelişimleri insanların gelişimlerinde de etkin rol oynuyor. Belki bu yazımı gazete sayfasından okuyacaksınız. Ama çoğunluk akıllı cep telefonlarından okuyor olacak. Eee ne diyelim bunu değiştirmek çok zor. Ama en büyük mutluluğumuz zaman ve teknolojinin hatıralarımızı beynimizden silememesi..