Bir gün sabaha doğru kalkın ve paşa camiine doğru gidin. Namaz sonrası caminin avlusunda bulunan şadırvanın ahşap oturaklarına sırtınızı verin. Şadırvan kubbesi içindeki Zileli Eminin yaptığı resimlere bakarak tarihe bir yolculuk yapın. Serin ama üşütmeyen bir hava, asırlık çınarları mesken tutmuş kuş cıvıltıları eşliğinde kubbe içinde tasvirlenmiş üç ayrı şehirden kesitler görürsünüz. İstanbul, Amasya,Viyana.. Şadırvan bir gökkubbe olmuş koca bir tarihin bir dönemini anlatarak lisana gelmiştir sanki.

Hafiften kızıllaşan gökyüzü yerini aydınlığa bırakırken caminin hemen yanıbaşında bulunan çay ocaklarının birinde sıcacık bir çay ve şehrimizin o vazgeçilmez gevrek simitlerinden minik bir kahvaltı.. Kahvaltısı , tabureleri minik ama lezzeti ve hazzı büyük.. Sohbetleri bir başka..

Çay ve simit ısmarlama yarışına giren memleketin güzel insanlarını, sabah mahmurluğunu üzerinde hisseden gözlerimizle analiz etmek tarif edilemez. Bu duygularla dükkan kepenk sesleri kulaklarda yankılanır. Yeni bir günün daha da rızkı bol olması için sabah güneşinin uykuda olanın üstüne doğmaması gerektiği düşüncesiyle haydi bismillah diyen esnafımızın tatlı, nasip arama telaşı sıradan ama bize göre sıradışı bir sabahın başlangıcı olmuştur artık.

Malzemeler dışarı teşhir için koyulurken komşu esnaflar ile latifeler , laf atmalar , gülüşmeler alır başını gider. Şehrin hamisi Paşa Camiine sırtlarını dayamış dükkanlar daha bir vakarlı durur , kendinden emin.

Paşa Camiinin fedaisi Dönertaş Camii yanında beden gücüyle alınteri ile çocuklarına rızık götürmek için bekleşen nasırlı eller..  Elleri nasırlaştıkça  yürekleri daha da hassaslaşan , bugün de bakalım nasip nereden ya bismillah diyerek içlerinde fırtına kopan ama bu fırtınanın tek şahidi Allah olan sessiz haykırışları ile koca bir çınarı andırırcasına ayakta duran babalar..

Eski ekin pazarına doğru uzayan giden yolda kınacılar , manifaturacılar , manavlar vesaire. Birbirini tanıyan ,selamlaşan, kötü günde yardıma koşan, iyi günde sevinçleri paylaşan memleketimin adam gibi adamlarının koyu sohbetleri değme televizyon programlarına taş çıkarırcasına öylece devam eder.

Merzifon'da bir sabah işte böyle başlar.

"Anılarla Merzifon"