Toplumun temelini oluşturan en önemli unsur aile. Aile ise evlilik ile meydana gelmekte. Evlilik yapılması durumunda nesil karışıklığının ve çeşitli kötü huyların önüne geçilmiş olunur. Dinimiz de yer alan evlenme hukukuna göre de evlilik ahlakın bozulmasının önüne geçen bir unsur olarak ifade edilebilir. Bu konu üzerinden yola çıkarak bu haftaki yazımızı; Yusuf Ziya Sümbüllü'nün "Merzifon Kültüründe Geçiş Merasimleri Değerlendirmeleri" kaynağı ışığında, iki bölüm halinde geçmişte memleketimizde idrak edilen evlilik merasimlerine değineceğiz.
Merzifonda evlilik merasimi, ülkemizin pek çok bölgesinde olduğu görücülük kız isteme,söz kesme,nişan töreni,kına gecesi ve nikah töreni gibi gelenekler etrafında icra edilir. Evlenme merasiminin ilk ayağını, evlilik çağına ulaşma ve evlenme isteğinin ifade tarzı şekillendirir. Evlenme isteği, gencin babasının ayakkabısının birini ters çevirmesi, ayakkabıyı kapı eşiğine çivi ile çakması veya babasının yanındayken ayakkabısını ters giymesi ile ifade edilir. Kızlar ise evlenme isteklerini, bazen davranışlarındaki özellikle de aile fertlerine karşı takındıkları sert tutumlarla hissettirme yolunu tercih ederler. Şehrimizde evlenmeyen kızların kısmetlerinin bağlı olduğuna da inanılır ve kısmetin açılması için yatır, türbe gibi yerlere gidilerek dua etmeyle veya cuma günleri sela vakti kapalı bir yerin kilidinin "benim de bahtım böyle açılsın" temennisiyle açılmasıyla folklorik bir boyut kazanır.
Doğal olarak her şeyden önce evlilik töreninin en ciddi dilimini eş seçimi oluştuoluşturu Merzifon'da bu amaç için farklı yöntemler takip edilmektedir. Bunların en önde geleni tavsiyelerdir. Ayrıca, topluluk barındıran düğün, nişan gibi eylemlerde ailelerin ileri gelenlerinin oğullarına uygun eş arayışı içerisinde olduğu da bilinir. Sadece Merzifon'da görülen ve daha önce ki yazılarımızda değindiğimiz "seçen" adı verilen bir gelenek ile bekar kız ve erkeklerin birbirlerini tanımaları da sağlanmaktaydı. Nisan ayının ikinci çarsambası olarak benimsenen seçen günlerinde Merzifon-Gümüşhacıköy yolu civarında bulunan piknik alanları aileler, özellikle gençler tarafından doldurulur ki buralarda gezintiler yapılır ve çesitli oyunlar oynanırdı. Bu etkinlikler esnasında aileler ve gençler tarafından görülüp beğenilen kızlar, dünürlük görevini üstlenen kişilerce istenmeye gidilirdi. Eskiden görücü usüluyle yapılan evliliklerde, oğlanın annesi, isteyecekleri kız ile oğlan adına köyün fahri imamına giderek planlanan birlikteliğin geleceğinin belirlenmesi adına, yıldıznameye baktırırmış. Bazı köylerde görücü usulu evlilikler az da olsa artık yaygın evlilik yönteminin gençlerin birbirlerini görmesi, görüşüp, anlaşmaları yönünde ivme kazandığı açıkça ifade edilebilir.
Kızın tespiti ardından, oğlanın annesi ile yakın akrabaları ilgili kızın evine ziyarete giderler, bu esnada kız evinin tertip, düzen ve temizliği ile kızın hal ve hareketlerini titizlikle incelemeye çalışırlar. Eğer kız beğenilirse, görücüler içerisinde bulunan en tecrübeli kişi ileri bir tarihte hayırlı bir iş için geleceğiz diyerek kızın annesine düşüncelerini aktarır. Daha sonra, kararlaştırılan tarihte erkeğin ailesi, ileri gelen akrabaları ile birlikte kız evine dünür giderek kızı ailesinden ister. Kız tarafı, öncelikle "Allah nasip ederse niye olmasın. Biz de bir düşünelim size haber veririz" diyerek cevap verir ve arkasından damat adayını çeşitli açılardan sorup soruşturur. Eğer sonuç müspetse, elçiler aracılığıyla oğlan evinin tekrar gelmesi için haber gönderilir. Kız tarafı, kızları istendikten sonra, oğlanın ailesinin kendilerine gelip gitmeleri esnasında en az birer çift ayakkabı eskitmelerini şart koşar ki bu nedenle Merzifon'da kız evi gerçekten de naz evidir.
Bundan sonra artık sıra söz kesme aşamasına gelmiştir. Bu amaçla, erkeğin ailesi kızın ailesinden randevu isteyerek, ziyarete geleceklerini bildirir ve bunun için gün kararlaştırılır. Belirlenen günde, oğlan evinin yaptığı bu ziyarete "söz kesme" veya "büyük dünürlük” denir. Bu aşamada katılımcılar ikram edilen kahveleri içtikten sonra, oğlan tarafından ileri gelen bir kişi sözü açar ve "Allah'ın emri, peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza istiyoruz" diyerek meramlarını ifade etmiş olur. Kız tarafı da bu teklifi kabul ettiğini beyan edince, taraflarca tebrikleşilir ve erkek tarafının gelirken getirdiği çikolata ile şekerlemeler orada bulunanlara ikram edilerek, söz yüzüğü takılır ve dua edilir. Taraflar nişan ve düğün töreninin tafsilatını ve alınıp verilecekleri kararlaştırılarak oradan ayrılır. Daha sonra, gelin adayı annesiyle birlikte, erkek evince alışverişe götürülür. Anlaşıldığı üzere bir kısım takı ile nişanda giyilecek elbise ve diğer gerekli şeyler bu alışverişte alınır. Tabii ki kız tarafının yakınlarının hediyeleri de ihmal edilmez ki buna "eksik görme" denir. Nişan tarihi ve yerininin kararlaştırılmasını takiben, ilgili tarihte nişan töreni köyde ise köy odasında; şehirde ise düğün salonunda veye kız evinde icra edilir. 24 Nişanlılık dönemi eğer bayram öncelerini de içerisine alacak bir periyod izliyorsa, oğlan evince bayramlardan önce kıza bayramlık ve süslü bir koç da gönderilir.
Düğün en az bir hafta öncesinden çevreye ilan edilir. Bu aşama sırasında oğlan evi kendi akraba ve tanıdıklarına gömlek veye elbiselik kumaş, kız tarafı ise terlik, ayakkabı veya şapka gönderir. Düğünden bir gün önce oğlan evinden bir grup, kız evine gelerek kız tarafının hazırladığı çeyizi oğlan evine götürür. Yörede düğünden iki gün önce, oğlan evi, kız tarafının temsilcilerini topluca hamama davet eder ki buna "gelin hamamı" denmektedir. Aynı günün akşamı da erkek hamamı yapılır ki buna da “güvey hamamı" denilir. Düğün gününden bir önceki akşam kız ve erkek evinin bayanlarının katıldığı kına gecesi düzenlenir. Kına gecelerinde genellikle Merzifon yöresine ait olan sinsin, üçayak, topalkız, babayiğit ve Merzifon çiftetellisi gibi oyunlar oynanır. Oğlan evinde toplanan gençler akşam geç saatlerde kız evine davul zurna eşliğinde giderek damadın hediyesini alır. Kına kız evinden bahşiş karşılığında alınır. Kına ile birlikte kız evinden bir de horoz alınır. Tekrar oğlan evine dönüldüğünde damada da kına yakılır. Kız evinde ise kına yakma esnasında duygu yüklü mani ve türkülerle gelin ile annesi ağlatılır ve kızın avucuna altın konularak kına yakılır.
Ertesi gün gelin getirmek üzere gelin arabası süslenir. Akraba, arkadaş, komşu ve ahbaplara ait araçlardan oluşan konvoyla gelin evine hareket edilir. Kız evince, gelen araçlara yemeni, şifon, havlu gibi hediyelik takılır. Gelini almak için gelenlerden bahşiş almak için gelin evinin kapısı kapalı tutulur, bahşiş alınınca kapı açılır veya kız evinden çıkarılacak sandık, bahşiş verilinceye kadar üzerine oturmak suretiyle alı konulur. Gelinin sokağındaki ya da mahallesindeki gençler, gelin arabası sokaktan çıkmadan ip çekerek önünü keserler. Yüklüce bir para almadan da bırakmazlar. Buna "zirzoğ" denir. Gelin evden çıkmadan beline, erkek kardeşi tarafından kurulan yuvanın devamiyeti, huzuru ve selameti amacıyla kırmızı “kardeş kuşağı” bağlanır. Gelin, yakınları ile vedalaştıktan ve ailesi işe helalleştikten sonar, duvağı örtülerek babası tarafından gelin alıcılara teslim edilir. Kaynata, bahşiş vermeden gelin arabadan inmez. Gelin eve girmeden, gelinin üzerine yüksek bir yerden çerez ve bozuk para serpilir ve kaynana içinde bozuk para bulunan bir testiyi kapının eşiğinde, gelin kötü huylardan kurtulsun, eve bolluk ve refah getirsin temennisiyle kırar. Hatta bazı yerlerde gelinin ayağının kuzu gibi uysal olsun diye, kuzu postuna bastırıldığı da görülür.Ayrıca gelin eline verilen yağı, kapı eşiğine yağ gibi eriyip evime ısınayım diye sürer. Gelin, demir gibi sağlam olsun diye ayak altına oğlan evine girerken üzerine basıp geçmesi için demir bir leğen de konur. Gelin içeriye girdikten sonra, kendi çeyiz sandığının üstüne kıbleye doğru oturtulur ve kucağına erkek çocuk verilir. Ayrıca gelinin, kaynanaya, görümcelere ve orada bulunanlara, ağzımızın tadı eksilmesin diyerek şeker vermesi de adettendir. Düğün günü erkek evinin önünde çalgı çalınır ve düğün evine herkesin göreceği şekilde Türk Bayrağı asılır. Genelde salonda icra edilen düğün merasimi tamamlanınca çiftler yine konvoy eşliğinde eve indirilir. Gerdek töreninden önce gelin ve damat iki rekat hacet namazı kılarak yuvalarının huzuru, bereketi ve devamı adına duada bulunur.
"Anılarla Merzifon"