Bugün ülkemizde terör ve şiddet eylemleri, trafik canavarı yetersiz beslenme ev ve iş kazaları, sağlık hizmetlerinin yetersizliği, doğuştan engelli kalma gibi birçok sebeplerden dolayı, engelli kervanına yeni engelliler katılmak suretiyle, engellilerin sayısı milyonlarla ifade edilir hale gelmiştir. Bu sebeplerden dolayı, bir yılda savaş meydanlarında ölen insanların sayısı kadar insan ölmekte ve insan sakat kalmaktadır. .
Aslında bütün insanlar engelli veya potansiyel engellidir. İnsanın engelli olması sorun değildir. Sorun; insanın sevgi ve hoşgörü engellisi olmasıdır. Bu konuda hiçbir kimsenin garantisi yoktur. Onun için sakat kalmadan önce sağlığımızın kıymetini bilmeliyiz. Engellilere de gerekli kıymeti vermeliyiz. Bu konuda sevgili peygamberimiz (s.a.v) biz insanları uyarmaktadır.
“Bir insan bir insanı doğuştan veya başka sebeplerden dolayı sakat olması nedeniyle kınar, küçük görür veya aşağılarsa, kendisi de onun gibi olmadan ölmez.”
Peygamberimiz (s.a.v) , engellilerle ilgilenmiş, onlara güçlerinin yetmediği alanlarda görev vermemiş, yeteneklerine göre kamu alanında görev vermiş, topluma kazandırmaya çalışmış; Engellileri bir dilenci kitlesi ve sürekli insanlara muhtaç bir tabaka olarak görmemiştir.
Nitekim görme engelli bir kimseye yol göstermeyi, sağıra ve dilsize söz anlatmayı sadaka olarak telakki etmiştir.(1)
.
Bu dünya fanidir!
Yanlış olanı değil, doğru olanı tercih edelim. Onlara her zaman yardım elimizi uzatalım. Güler yüzümüzü onlardan eksik etmeyelim.
Çünkü o hayatın girdaplarını yaşamın mucizevî bir şey olduğunu çok iyi bilir. Engelliliğin ne olduğunu kitap sayfalarından okuyanlar bilmez onu yaşayanlar bilir.
Çünkü İnsanın engelli olması dünyanın sonu değildir.
Devletimiz de engellilerin sonlarını tutarlı uygulamalarla çözmeye çalışmalı, engelliler için sağlıklı, kalıcı politikalar izlemelidir. Engellilere örgütlenme hakları verilerek yardım edilmelidir. Engellilere muasır devletlerin baktıkları gibi, bakmalıdır.
Bugün toplumda engellilere diyorlar ki;
Konuş, Nasıl konuşsun?
Dil bağlı, dudak bağlı.
Yaşa diyorlar, nasıl yaşasın?
El bağlı, ayak bağlı.
Kalk git diyorlar, nasıl gitsin?
Kapı bağlı yol bağlı.
Bu izahlardan sora
Toplumun gönül erleri kimlerdir?
Toplumun gönül erleri, sevginin büyük gücü olan yardım elini Engellilere ana baba gibi, kol kanat gerenlerdir.
Sonuç olarak basmakalıp duygu ve düşüncelerden uzak, ilmin ışığında engellileri artan değil, eksilen bir ülke, dileği ile Mutlu neşeli sağlıklı günler.