Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştirdi.

Başkan Kurt “Son üç yıldır yani, Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ile birlikte devlet kademelerinde, devlet adamı ve devlet adabında meydana gelen erozyonun ve çürümenin son ve canlı numunelerini özellikle İçişleri Bakanlığı ile ilgili dillendirilen kadrolu troller haberi ile adeta tavan yapmış durumda.”dedi.

Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt gazetemize yapmış olduğu açıklamada “Siyasi sirayetin; kadrolaşma, liyakatsiz sadıklar atama, ehliyetsiz, diplomasız ve haksız devlet memuru alımlarının yanı sıra bir de şahsa hizmet edecek, millet bütçesinden ya da gayrı hukuki yollarla semirtilen ciddiyetsiz, disiplinsiz başıbozuk şahıslar istihdamı olduğu gözler önüne serili verdi. Yani, parti yapılanmasının içinde birde şahsi yapılanma olması olayların ve olacakların tahmini ya da vahameti açısından kan dondurucu. Kamuoyu önünde, kör göze parmak misali ve hem de tarafsızlığı, yedi eminliği ve saygınlığı yüksek ve kat’i olması gereken, temsil, adalet tevzi ve teşkil, düzeni koruma ve kollama yükümlülüğü olan, kolluk kuvvetleri, asayiş güçleri ve emniyet kurumlarının maliki iç işleri bakanlığında olması, kamu kaynaklarının kullanılması vakayı daha da elim kılıyor.

Muhalefeti ya da iktidar içinde kalmış hakikat yanlısı, devlet ve millet sevdalısı, muhalif düşünür, yazar-çizer takımlarını susturma, taşlama, aşağılama, düşmanlaştırma, onları itibar su-i kastine uğratmak için hiç bir kural, kaide hukuk, ahlak ve değer tanımadan yalan, iftira ve isnatlar ile fitne çıkaran ve yayan maaşlı bir çete ya da mafya yapılanması. İnsanları gözden, gönülden, itibar, iktidar, kuvvet ve kudretten, asalet, izzet ve mürüvvetten düşürmek için bir araya getirilmiş, maaşlı suç örgütü, terör şebekesi ve talimatla, emir komuta zinciri ile birbirine bağlı bir hiyerarşik silahsız bir organizasyon, bir organizma. Ve işledikleri suç hiç kuşkusuz; organize, bölücü terör suçudur. Bu yapılanmanın belgeler ile ispat edilmesi, görüntüler ile kanıtlanması devlet için oldukça hazin bir durumdur(Kabine toplantılarına dahi taşınmış, hazır kıt' a çekirdek çitleyen bir güruh). Bunları görüp her hangi bir işlem yapmayan, kör-sağır ve lali oynayan devlet erkânı, yüksek yargı mensubu, adalet organ ve Cumhuriyet Savcı’ların durumu ve konumu daha da hazin elbette. Diğer taraftan çürütülmüş, tüketilmiş ve iflasa sürüklenmiş aziz T.C. Devleti.

Bu örümcek ağı devletin zihnini, hafıza ve korunma içgüdüsünü zehirlemiş, felç etmiş ve ele geçirmiş Kod adı bile kullanmayan, aleni suç işleyen ebabil harekâtı. Sırtlan fıtratı ile hareket eden, mankurt, çakal tabiatlı, besleme, yanaşma, kapı kulu huylu bir grup. Milletimiz bunları penguen yapılanmasından hatırlamaktadır.

Bu güruh, hesap vermemenin verdiği sahte öz güven ve pervasızlıkla o kadar hoyratça devletin resmi kurum ve kuruluşların sitelerini yani; Jandarma, Emniyet ve TSK gibi hesapları kullanmaktan dahi imtina etmemişlerdir. Bu ihtiras memurları tıpkı cennet mekân Sinan Ateş olayında ortaya çıktığı gibi, kim bilir kimler ne tür olaylar için kullanıldı ya da kullanılacak. Bu devlet içinde yapılanmış çetelerin neler yapa bileceğine bir fikir oluşturmaktadır. Çok tehlikeli bir milli güvenlik ve birilerince sürekli dillendirilen gerçek beka sorunu budur. İçinde azıcık vatan-millet ve devlet sevgisi olan herkesin bu gidişata dur deme zorunluluğu vardır. Bu büyük kötülüğe karşı dik durmalı, karşı koymalıdır. Unutulmamalıdır ki; bu büyük devletin sahibi, aziz vatanın hamisi, bu muazzez bayrağın bekçisi ve bu dinin diyanetin muhafızı biziz, milletiz. Her kes ayağını denk alsın, aklını başına devşirsin, şerh olsun.”şeklinde konuştu.